Safranbolu, yüzyılları geleceğe taşıyan bir köprüdür. Uzun ve köklü tarihi ile Anadolu'da bir şehir olarak bu kadar iyi korunmuş ender yerleşim yerlerinden biridir. Ahşap evleri, çevre dokusu, doğal alanları, kanyonları ve lezzetli yöresel yemekleri ile ülkemizin en önemli gezi rotalarından biridir.
Yaşayan müze olarak da bilinen Safranbolu'da havanın ısınmasından faydalanıp hafta sonunu çocuklarla geçirmeye karar verdik. Karabük ilinin bu güzel tarihi şehri 1994 yılında Dünya Miras Şehirleri listesine dahil edilmiş ve korunacak 1131 doğal alanı ile sadece ülkemizin değil tüm dünyanın dikkatini çekmeyi başarmıştır. Restorasyon ve yenileme çalışmalarının ardından terkedilmiş konaklar yeniden hayata döndürülmüş, koruma altındaki ahşap evler ise otel ve müze olarak turizme kazandırılmıştır.
Bu çalışmaların ardından 2003 yılında dünyanın en iyi korunan şehirlerinden biri seçilmiş ve bölge insanını gururlandırmıştır.
Gezimizin detaylarına geçmeden önce bir şey eklemek istiyorum. Çocuklarla yıllar sonra böyle güzel hikayesi olan bir yeri ziyaret etmek bizim için bir zevkti. Ne kadar renkli, çeşitli ve güzel bir ülkede yaşadıklarını bilerek büyümelerini istiyoruz. O yüzden yaşadığımız toprakların kültürünü ve insanını anlatan bu mekanlar bizim için çok değerli.
Ayrıca Safranbolu'da gri yüksek katlı binalar ve alışveriş merkezleri bulunmamaktadır. İki yamacı bir tablo gibi kaplayan yeşil kahve silüeti ile bir doğa şehridir. Bu yüzden el sanatları tezgahları, hediyelik eşya dükkanları, lokum dükkanları, şehir turu golf arabaları ve kanyonları ile çocuklar için bir cennet!